27 Nisan 2011 Çarşamba

Puslu Kıtalar Atlası


Benim gibi pek anlamadığı halde Osmanlıca kelimeler geçen romanları bayıla bayıla okuyan var mıdır bilmiyorum.Kitabın ilk sayfalarını açtığınızda Osmanlıca bir sözlükle karşılaşmış gibi bir hava oluşuyor insanın zihninde.Ama devam edildiğinde sayfalar sizi sihirli bir dünyaya sürüklüyor.Bu kitabı ilk kez Issız Adam filminde görmüş ve almıştım.. Kitap Osmanlı zamanını anlatıyor.O zamanın ilginç gelenekleri,atışmaları en güzel cümlelerle zihninize seriliyor.Biraz mistik ,biraz tarihi ama okunası bir kitap Puslu Kıtalar Atlası...

Arka Kapak

Yeniçeriler kapıyı zorlarken Uzun İhsan Efendi hala malum konuyu düşünüyor, fakat işin içinden bir türlü çıkamıyordu...
"Rendekar doğru mu söylüyor? Düşünüyorum, öylese varım. Oldukça makul. Fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş olduğum sonucu da çıkar: Düşünen bir adamı düşünüyorum. Düşündüğümü bildiğim için, ben varım. Düşündüğünü bildiğim için, düşlediğim bu adamın da varolduğunu biliyorum. Böylece o da benim kadar gerçek oluyor. Bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor. Düşündüğünü düşündüğüm bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum. Öylese gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum."
Kapı kırıldığında Uzun İhsan Efendi kitabı kapandı. az sonra başına geleceklere aldırmadan kafasından şunları geçirdi:
"Dünya bir düştür. Evet, dünya.. Ah! Evet, dünya bir masaldır."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder